RESİMLİ HİKAYELER, ŞİİRLER, TEKERLEMELER, BİLMECELER, ŞARKILAR, MÜZİKLER: KÜÇÜKLER İÇİN EN GÜZEL ŞEYLER; BUNLARDAN BÜYÜKLER DE VAZGEÇEMEZLER!!! HANGİSİNİ İKRAM EDEBİLİRİZ?
Pembe Şeftali ile Çitlembik Göz

 

 

PEMBE ŞEFTALİ İLE ÇİTLEMBİK GÖZ

                                 

Bir var, bir yok olur, gözle kaş arasında kaybolurmuş. Saklanır, aranılır, hiç umulmadık bir anda ortaya çıkıverirmiş. Unutur, oyalanır, dalar gidermiş. Çitlembik Göz, Pembe Şeftali'yi gün olur saatlerce bekletirmiş. Ancak 6 Mayıs sabahı kolunda koca bir sepet, boynunda bir dizi kestane, cebinde yumurtası Çitlembik Göz, Pembe Şeftali’den dakikalarca önce buluşma noktasına ulaşşUyuya kalmadan, oyalanmadan, dalmadan, Çitlembik Göz hiç üşenmeden Pembe Şeftali’yi güler yüzle karşılamışPembe Şeftali şaşırmış, bocalamış. Dili dolaşşÇitlembik Göz’e Hıdrellez’in kutlu olsunu zor zahmet söyleyebilmiş. Çitlembik Göz’e neden "Çitlembik Göz", Pempe Şeftali’ye de neden "Pembe Şeftali" denildiğini sabırlı olan ancak masalın sonunda öğrenecekmiş.

 

Analar, nineler, halalar, yengeler

Yağlı yanıç dolu sepetler

Omuzlarda kilimler

Irmağın yoluna koyulmuş şen kahkahalar

Hızır ile İlyas Peygamber

Uzun ayrılıktan sonra bugün kavuşmuşlar

 

                                               

Pembe Şeftali ile Çitlembik Göz o gün en güzel kıyafetlerini giymişler. Irmağın kenarına kilimlerini serip, sepetlerini açmışlar. Ziyafet, yumurta tokuşturma yarışıyla başlayacakmış. Kimin yumurtası kırılırsa, Hıdrellez sofrasını o hazırlayacakmış. Yumurtalar ceplerden çıkarılmış. Pembe Şeftali yumurtaların en büyüğünü seçip getirmiş. Çitlembik Göz’ün yumurtası bir piliç yumurtası olduğu için Pembe Şeftali’nin yumurtasının ancak yarısı kadarmış. Ama her iki yumurtanın da rengi kestanelerle birlikte pişirildiğinden kiremit gibi kızılmış. Pembe Şeftali, Çitlembik Göz’ün avucunda sıkı sıkı tuttuğu yumurtanın ucunu kendi yumurtasıyla tokuşturmuş. Çitlembik Göz'ün cılız ama sert kabuklu yumurtası, Pembe Şeftali’nin iri yumurtasını ezivermiş. Yumurta tokuşturma yarışında galip gelen Çitlembik Göz, Pembe Şeftali’ye sofrayı bir güzel donattırmış. Ispanaklı sac böreği olan yanıç öyle lezzetliymiş ki Çitlembik Göz yedikçe iştahı açılıyormuş. Pembe Şeftali yağlı yufkaları dürüp dürüp ısırırken daha sonra başlayacak olan "Kimin kestanesinde daha az çürük var?" yarışını düşünüyormuş.

 

                                                  

İki arkadaş yeşil soğanları da tuza bandırarak ekmeklerine katık yapmışlar. Karınlarını tıka basa doyurduktan sonra yanıbaşlarında şırıl şırıl akan derenin serin suyundan kana kana içmişler. Güneş tam tepeden kızgın oklarını indiriyormuş üzerlerine. Çitlembik Göz, Pembe Şeftali’nin boynunda asılı kestanelerden bir tane kopararak yarışmayı başlatmış. İki dizim bitene kadar kestaneler karşılıklı koparılıp açılmış. Çürükler fırlatılıp atılmış, sağlam çıkanların tadı damaklara yapışş. Bu Hıdrellez’de en fazla çürük Çitlembik Göz’ün kestanelerinden çıkmış. Gelecek yıl 6 Mayıs’ta yenen ve yenilen bakalım kim olacakmış?

 

Hani sabırlı olanlara bir söz verilmişti ya, işte o söz şimdi tutulacak, Pembe Şeftali’ye neden pembe şeftali, Çitlembik Göz’e de neden çitlembik göz denildiği nihayet açıklanacakmış: Efendi......m! Pembe Şeftali’nin asıl adı Hızır, Çitlembik Göz’ün ise İlyas imiş. Hızır’ın kış boyu solgun görünen yüzü, yazın öyle güzel renk alırmış ki insanlar Hızır’ı tıpkı güneş vurdukça pembeleşen bir şeftaliye benzetirlermiş. İlyas’ın ise çitlembik gibi küçük, simsiyah gözleri varmış. Bu yüzden İlyas’a da, İlyas yerine Çitlembik Göz denivermiş. Ve böylece masalımız bir kıtalık şiirle sona ermiş:

                     Pembe Şeftali ile Çitlembik Göz’ü dinleyenler

                     Arkadaşlarına da anlatmışlar

                     Her yıl Altı Mayıs’ta

                     Hıdrellezi birlikte kutlamışlar

                                         

                                  ***

                                                               Resimler: Aysel Molu              Hikaye: Aynur Keskin